Komşumun Karısını Sikiyorum
Adım Osman, 47 yaşında bir erkeğim. Eşim 3 yıl önce vefat etti. Bir kızım var ve yeni evlendirdim, Avustralya’ya gelin gitti. Sakarya’da kendime ait Sıhhi Tesisat tamiri dükkanı ve 3 katlı bir binada bir dairem var. Alt komşum kamyoncu Süleyman abi, 61 yaşında, 2 yıl önce kamyonla seferdeyken geçirdiği kalp krizi sonucu kaza yaparak boyundan aşağısı felç oldu, yataktan kalkamıyor. Eşi Zübeyde hanım ise 53 yaşında, müteassıp, kapalı bir hanım. 2 tane kızı var, büyük olan zaten evliydi, küçük kız da bu bahar evlenip evden gidince, Zübeyde hanım evde felçli kocasıyla yalnız kalmıştı. Küçük kızı evlenmeden önce evin bütün alışverişini falan yapardı. Şimdi Zübeyde hanım arada bir bana telefon ederek, akşam dönüşte ekmek, çay ve sigara gibi şeyleri ısmarlar, ben de alır getiririm.
Yine böyle bir akşam marul ve ekmek ısmarlamıştı. Akşam 8 gibi eve gelip siparişini götürdüğümde Zübeyde hanım kapıyı açtı, ama bir değişiklik vardı, ilk defa başı kapalı değildi. “Kusura bakma Osman bey, ev hali…” deyip geçiştirdi. Pazar günü ise kapım çalındı. Baktım Zübeyde hanım, “Osman bey kusura bakma, evde hiç birşey kalmadı, mümkünse senin araba ile bir market yapalım da bari bir haftalık bir şeyler alayım.” dediğinde tereddütsüz kabul ettim. Zaten evde canım sıkılıyordu. Marketten alışverişi yapıp dönerken ilk defa farkettim Zübeyde hanım diz hizası etek giymiş, oturduğunda eteği dizlerinin bir karış üzerindeydi. Koltukta hafif kayarak yerleştiğinde eteği biraz daha açıldı. Gözüm ikide bir Zübeyde hanımın bacaklarına kaymaya başlamıştı. Zira hakikaten güzel bacakları vardı. Zübeyde hanımla laflarken gözümün bacaklarına takıldığını görmemesi olanaksızdı, ama hiç istifini bozmadı…
Eve yaklaşırken, “Ya Osman bey, markette imrenip bu kadar alışveriş yapıyorum, ama eve gelince, biliyorsun Süleyman yataktan çıkamıyor, tek başıma sofra hazırlamak o kadar zoruma gidiyor ki anlatamam…” dedi. Ben de, “Bilmez miyim, yalnız olunca aynen benim de zoruma gidiyor!” dedim. O an Zübeyde hanım, “Eh bu kadar alış veriş yaptık, bari bu akşam sana bir yemek yapayım, ne dersin?” dedi. “İyi olur valla!” diyerek hemen kabul ettim. “O halde akşam saat 8 gibi bize in, şöyle zevkle bir yemek yeriz!” dedi. “Tamam!” dedim alışveriş torbalarını evine kadar çıkardım. Akşam 8 gibi alt kata indim. Kapıyı tıklayınca Zübeyde hanım kapıyı açtı. Yine başı açıktı, yine aynı etek vardı, ama üzerindeki kısa kollu beyaz gömleğin iki düğmesi açıktı ve ilk defa yüzünde hafif bir makyaj vardı. Üstelik balık etli vücuduna giymiş olduğu beyaz gömlek bayağı dar geldiğinden, siyah südyeni olduğu gibi farkediliyor ve göğüs çatalı ortadaydı, bir anda tahrik olmuştum.
Beni içeri buyur etti. Hoşgeldin hoşbulduk muhabbetinden sonra Süleyman abiyi sordum, nasıl diye. “Amaan nasıl olsun, her zamanki gibi işte, yatıyor. Yarım saat önce çorbasını içirdim, uyuyor şimdi. Neyse, ben yemeği getireyim…” dedi. Mutfağa giderken arkasından alıcı gözle baktığımda, kalçasının muhteşemliği beni deli etmişti, sikim kazık gibi oldu. Mutfaktan bana seslendi, “Osman bey, şu üst raftaki tepsiyi indirir misin?” diye. Onların mutfak ta benimki gibi dar ve uzundu. Mutfağa girdiğimde Zübeyde hanımın arkasından geçerken bilerek kalçasına sürtündüm, hafifçe gülümsedi. Tepsiyi indirip tekrar geçerken, “Şu bardakları da verir misin?” dedi. Aslında bardaklar tam önündeki rafta ve kendisinin alacağı yükseklikteydi. Bu sefer tam arkasına geçip, omzunun hizasından kolumu rafa uzatıp, sikimi de Zübeyde hanımın kalçasına adam akıllı yaslamıştım. Kazık gibi sertleşmiş olan sikim Zübeyde’nin kalçasının yarığına oturmuştu. Zübeyde de kalçasını arkaya yaslayınca, artık dayanamadım ve bardakları bırakıp iki elimle belinden tutup Zübeyde’yi iyice kendime çekerek, ensesine dudaklarımı yapıştırdım. O an Zübeyde birden döndü ve dudaklarımı öpmeye başladı…
Ellerimiz vücutlarımızın her yerini hoyratça okşarken, dudaklarımız ve dillerimiz şehvetin fırtınasında birbirine girmişti. Ok yaydan çıkmış, bedenlerimiz birbirine yapışmıştı. Kendimizi yan odada bulduk. Elbiselerimizi yırtarcasına çıkardığımızda, çırılçıplak vücutlarımız kenetlenmiş gibiydi. Yatağın üzerinde sikim Zübeyde’nin göbeğine dayanmış, dudaklarım dolgun göğüslerini emiyordu. Zübeyde ise elini sikime atmış sıvazlıyordu. Ben birden ters dönüp, Zübeyde’nin tertemiz amını emmeye başlamıştım. Dilimi şeftalisinden içeri kaydırdığımda, Zübeyde’den inlemeyle karışık bir “Ohhhh!” sesi yükseldi. Başımı eliyle amına bastırıyordu. O anda benimki de Zübeyde’nin ağzına kaymış ve sikimin kafasını emmeye başlamıştı. Çok geçmeden bir anda kasıldı ve amının suları akmaya başladı. Amı vıcık vıcık olmuştu. Ama ben de patlamak üzereydim. Zübeyde anlamış olmalı ki, sikimi tam ağzından çıkardığında suratına ve göğüslerine fışkırmaya başladım. Her tarafı döl içinde kalmıştı. Dönüp çarşafla Zübeyde’yi silerken, “Ohhhh Osman, sevişmeyi ne kadar özlemişim anlatamam!” dedi.
Bir süre yan yana çıplak yattıktan sonra, yeniden sikimi sıvazlamaya başlamıştı. Ben de onun göğüslerini emmeye başladım. Bir elimle de amını okşuyor, arada parmaklarımı amının deliğine sokup çıkarıyordum. Zübeyde doğrulup benimkini ağzına alıp emmeye başladığında, sikim de yeniden sertleşiyordu. Ben Zübeyde’nin amını parmakladıkça Zübeyde de sikimi daha bir iştahla emiyordu. Sikim tekrar kazık gibi olduğunda hemen doğruldum, bacaklarını açıp omzuma aldım. Kayganlaşmış amının dudakları arasına sikimi sürterken aniden yüklendim. Biraz zorlanarak da olsa sikim Zübeyde’nin amına tamamen girdiğinde derin bir “Ohhh!” çekti. Birkaç saniye içinde hareketsiz beklettikten sonra, Zübeyde kasıklarını oynatmaya kıvırmaya başladığında, ben de hızla gidip gelmeye başladım. Her soktuğumda Zübeyde kısa kısa Ohlarla inliyordu. 5 dakika sonra Zübeyde bacaklarıyla boynumu sıkarak, “Boşalllll, içime boşalllll, birlikte boşalalım! Hadiii!” diye inleyince, ben de son bir kere daha hırsla kökleyerek fışkırmaya başladım. Birbirimize kenetlenmiş bir halde, ikimiz de aynı anda ve sarsıla sarsıla boşaldık.
O günden sonra Zübeyde’yle hemen her fırsatta sikişiyoruz. Ama büyük kızı durumu anlamış, bir gün dükkanıma geldi, annesiyle olan ilişkimizi bildiğini ve aileden başka kimse bilmediği sürece bu duruma sevindiğini söyledi 🙂