Alman Hatun Bakireymiş
Askerden henüz yeni dönmüştüm ki, eniştem, yani halamın kocası aldı beni Almanya’ya götürdü. Bana orda bir kız bulmuşlar ve orda kalabilmem için evlendireceklermiş. Gerçi amına geçirdiğimin kızı, işi yokuşa sürdü ama… Neyse, benim asıl anlatmak istediğim, yaşadığım başka bir şey ki, bu beni halen hem düşündürür hemde o tatlı duygulara yeniden götürür ve her defasında sikim kalkar…
Almanya’daki günlerim, beni evlendirmek istediklleri o Stuttgart’lı kızdan gelecek olan haberleri beklemekle geçiyordu. O gün evde iyice bunalmıştım, kendimi dışarıya attım. Niyetim yakınımızdaki kasabaya doğru uzanmaktı. Çünkü birkaç gün önce, o taraflarda bir tenis kortu görmüştüm. Kızlar tenis oynuyordu, öyle ki o tenis şortlarının altındaki çıplak, körpe bacakları görünce sikim kalkmış, hemen oracıkta otuzbir çekmiştim. Üç aydır buralardaydım, dolmuşum taşaklarıma kadar. Almanya’da karı kız çok ama bende Almanca nanay, sadece, “Guten Morgen.” , “Entschuldigen Sie Bitte.” , “Mein name ist Erkan.” , “Ja.” , “Nein.” gibi bir iki cümle ve kelime biliyordum.
Tenis kortuna götüren yolun üzerinde bir altyol geçiş köprüsü var. Ben tam o köprüye yaklaşırken baktım bir Alman kız, ayağının birini köprünün korkuluklarından dışarıya sarkıtmış, etrafına bakınıyor. Beni gördü ama hiç oralı olmadı. Benim de aklıma bir muziplik geldi. Sanki o intihar ediyormuş zannetmişim gibi, telaşlı telaşlı ellerimi açarak, koşar adımlarla o tarafa ilerledim, bir taraftan da kıza, “Nein, nein!” diye sesleniyordum.
Kızın yanına yaklaştığımda başını bana doğru çevirmiş gülümsüyordu. Birşeyler söyledi ama tek kelimesini bile anlamadım. Bu ara elimi, kızın parmaklıklar üzerindeki bacağının üzerinde unutmuş olmalıyım ki, önce bana ve sonra bacağının üzerindeki elime doğru baktı. Anlamıştım… Çekmeye kalkışırken tuttu elimi. Yine bir şeyler söylüyordu. Kıza Tarzanca, “Ich nein keine Deutsch!” deyip el kol hareketleri ile Almanca anlamadığımı ifade etmeye çalıştım, tekrar gülümsedi. Oynadığım intihardan kurtarma rolü tutmuştu anlaşılan. Fakat elim halen kızın bacağının üzerinde, o dolgun ve uzun bacağını sıvazlıyor ve okşuyordum, canıma minnet. Kız kütük gibi kocaman bir şey. Poposunda, baldırlarına kadar uzanan, paçaları geniş, kısa bir şort pantolon, üzerinde de ince bir tişört vardı. Memeler testi gibi, uçları kara dut gibi, adeta gel beni ısır, ye diyordu.
O belki anlarım umuduyla halen bir şeyler anlatmaya devam ediyordu, ben ise işi ileriye götürmeye kararlı idim. Elimi yavaşça, daireler çizerek, yukarılara yani amcığına ulaştırmaya çalışıyordum. Adını sonradan ögrendiğim Lisa, oralı olmadığını ıspatlarcasına, sadece başını hafifçe kaldırmış, alttan geçen yola doğru bakıyordu. Bu arada sikim patlayacak gibi, pantolonumu tokmaklıyordu, çıkar beni dışarıya dercesine. O da bunun farkında idi. Baktım suratına, Lisa’da ses seda kesilmiş, geniş geniş soluk alıp veriyordu. Zaten sarı olan teni tamamen sararmıştı. Bir tek yanakları şehvetin ateşinden al al olmuş, burun delikleri açılıp kapanıyordu. Alnındaki terler adeta küçücük incileri andırıyordu.
Bu böyle ne kadar sürdü bilmiyorum, ama amcığına henüz ulaşamamıştım ki, elimi tuttu, aldı sol memesinin üstüne şehvetle bastırdı. Ayağını çekti, parmaklıkların üzerinden aşağıya indirdi. Bana doğru döndüğünde, boyunun uzunluğunun beni bir karış geçtiğini gördüm. Elim halen memesinde idi, halen memesini avuçluyor, okşuyor ve hoplatıyordum. Elimden tutup, beni sürüklercesine çekti, yola inilen basamaklardan aşağıya götürdü. Ağaçlıklı ve yeşil bir yere geldik, otların üzerine çöktü oturdu. Ben de yanına çökmek isterken, göğsümden ittirerek beni sırt üstü yatırdı yeşilliğe. Çenesi açılmıştı Lisa’nın yine. Kimbilir neler anlatıyordu, anlamıyordum. Sonra zıpladı ve dizlerimin üstüne oturdu. Kızın altında kıpırdamak bir yana, nerdeyse ezilmiştim. Ve koca götünün sıcaklığı dizlerimi yakıyordu.
Biraz sonra benim kemer çözülmüş, fermuar aşağıya çekilmiş, benim sikim hürriyetine kavuşmuştu. Lisa büyük bir hayretle “Mein Got! Was ist das?” dedi, “Ne var kızım, bu Türk yarağı!” dedim. Bu ne iş böyle, önce büyük gördü benim 22 cm’lik yarrağımı, şimdi de gırtlağına kadar sokup çıkarıyordu. Birkaç dakika emdikten sonra atışa hazır top infilak etti, ağzına patladım. Üzülmüştü mermi boşaldı diye. Oysa ben taşaklarıma kadar doluyum be gavurun kızı. Baktı benimki halen demir gibi sert ve dimdik yıldızları sayıyor, döndü götünü bana doğru domaldı ve büzüğünü karıştırarak bir şeyler söyledi. Bu sefer anlamıştım galiba, “Yeni traş ettim!” demek istiyor herhalde diye düşündüm. Amı da, götü de tamamen tertemizdi. Amcığı, yarılmış bir şeftali gibi burnumun ucunda duruyordu.
Bunca beklemeye değermiş demek. Kime nasip, kime kısmet Şefika. Hemen bir yalama faslına başladım. Büzüğünü güzelce bir yaladım, ama dilimle amcığına tam ulaşamıyordum, işaretlerle belini kırmasını söyledim, iyice domaldı. Bu sefer amcığına ulaşabiliyordum ve deli gibi yalıyordum. Bu ne güzel bir lezzet, bu ne güzel bir tat. Göt deliğini ıslata ıslata iyice bir yaladıktan sonra, büzüğü iyice açılmıştı. Fazla uzatmadan sikimin kafasını göt deliğine dayadım. Hafifçe kafasını soktuktan sonra, ani bir hamleyle tamamını dipledim. Benim malafat büzüğü deldi geçti. Nasıl inliyor altımda gavurun kızı. Biraz götünü siktikten sonra, götünde patladım Lisa’cığımın…
Sonra sıra geldi amına. Lisa amından sikmemi istemiyordu, ama ben zorla siktim! Siktim sikmesine ama, meğersem bizim Lisa henüz bakire imiş ve bekaretini ben bozmuş oldum, çok üzüldüm. Entschuldigen Sie Bitte Lisa, hakkını helal et!
Alman Hatun Bakireymiş gerçekten profesyonel biri
Alman Hatun Bakireymiş ile harika zaman geçirdim.
Alman Hatun Bakireymiş ile görüşeceğim
Alman Hatun Bakireymiş Yazıyı Çok Beğendim.
Alman Hatun Bakireymiş ile Oraya ya gelince görüşeceğim,